20 Temmuz 2011 Çarşamba

Mavişi Kaybettik :(

İlk tanıdığım günden beri Mavişim diye sever eşim onu...
Yılların eskitemediği, boncuk boncuk bakan, masmavi gözlerin sahibi Kerime Hanım...
Geçirdiği zor günler sonucu hastalanan ve hayatının son onbeş yılını yatakta geçirmek zorunda kalan Annanemizi son yolculuğuna uğurladık.
Nur içinde yat, mekanın Cennet olsun Mavişimiz...

19 Temmuz 2011 Salı

Piknik Yapmak Güzeldir Ama...

Havalar çok sıcak malum...
Tatile giden var gidemeyen var, ben gidemeyen kısmıyla ilgileniyorum...Hafta sonu için hepimizin iyi kötü bir planı vardır imkanlarımız doğrultusunda. Genci, yaşlısı, büyüğü, küçügü,zengini, fakiri vs ...
Gelelim Sahil boyunca uzanan yeşil alanlarımızda, piknik yapan kalabalık insan topluluklarına. Sabah erkenden başlıyor yerleşme telaşı, ağaç altlarına. Erkekler hamak ve salıncak kurma işleriyle ilgilenirken, kadınlar kahvaltı hazırlığında, çocuklar ise  etrafta koşturuyorlar çimenler, deniz, özgürlük hepsi bir arada. Çaylar içiliyor, mangallar yapılıyor ,oyunlar oynanıyor hatta biraz şekerleme de var işin içinde. Herşey güzel görünüyor, insanlar mutlu en önemlisi çocuklar mutlu... (İki Şeritlik yolu tek şeride düşürüp trafiği alt üst eden park halindeki araçlar hariç.) İllede planlanmış piknik alanında mı piknik yapılır? Burası Neden olmasın !diye aklımdan geçirmiyor da değilim hani...
Her pazartesi işe gidiş yolumdaki  o görüntü çileden çıkartıyor insanı , ve tabii söylene söylene temizlemeye çalışan belediye görevlilerini . Sahil yolunu kullananlar çok iyi bilirler. Kardeşim, iyi güzel yediniz, içtiniz, eğlendiniz peki neden çöplerinizi toplamıyorsunuz, neden her hafta sonu gelip ailecek eğlendiğiniz, çocuklarınızın oyun oynadığı yeşil alanlarımızı  temiz bırakmıyorsunuz, neden neden diye devam eden birsürü soru???
Çocuklarımızın geleceği için kısıtlı olan yeşil alanlarımıza sahip çıkalım ne dersiniz...

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Gizli Cennet Karaburun...

İzmirli değilim fakat yaklaşık beş yıldır her yaz gideriz Karaburun'a...
İzmir otobanından çıkınca yaklaşık bir buçuk saat süren epey virajlı yolu aştıktan sonra ulaşıyoruz gizli cennete.Yol böyle olmasa şuan ortada cennet falan olmazdı zaten...
Cırcır böcekleri senfonisi eşliğide yerleşiyoruz eve. Biz evi tercih edenlerdeniz dilerseniz deniz kenarındaki pansiyonlardan da faydalanabilirsiniz. Sabah erkenden kalkıp karaburunun merkezine gitmek,oradaki küçük dükkanlardan kahvaltı için birşeyler satın almak en keyifli anlarımdan biridir tatil süresince... Bu yıl yeni bir dükkan eklendi sabah alışveriş turuma :))) Aslında Eşimin sayesinde tanıştığım sanki küçükken tanışmışım da çocukluğumuz beraber geçmiş gibi hissettiğim arkadaşım İlknur'un dükkanı Calaberno. Ahşap doğrama büyük pencereleri, taş duvarları, tahta masaları ve nostaljik reçel kavanozlarıyla dolu şirin mi şirin bir mekan burası.Yolunuz Karaburun'a düşerse Calaberno'ya uğramanızı tavsiye ederim. İlkurun yaptığı meşhur Kopanisti peyniri ve değişik reçeller eşliğinde güzel bir kahvaltı ile güne başlayıp daha sora eşsiz güzellikteki denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Sonrası size kalmıs akşamı nasıl bitirmek istediğinize bağlı limandaki restorantlarda rakı ve denizden yeni çıkmış balık eşliğinde mi? yoksa kendi yaptığınız mangal ateşi eşliğinde mi?...